25 Ekim 2010 Pazartesi

bu ayaklar kimin?-2-

Dost başa,düşman ayağa ..demişler ama benim öyle kötü bir niyetim yok.Ayak fetişisti filan da değilim.Ayakkabı fetişisti olabilirim ama.Bu sefer gün yazımı bu şekilde yazayım dedim.Kızlar ''bizi niye elmalı kurabiyede yayınlamıyorsun''diye espiri yaptılar.Bende çaktırmadan ara ara ayaklarını çektim.Yayınlarım ama böyle yayınlarım sizi zilliler...
Bu ayaklar Benzegül'ün.Benim hem çocukluk,hem okul,hem mahalle,hem otobüs arkadaşımdır kendisi.bu aralar bir güzellik gelmiş kendisine.İşten ayrılmış,özgürlüğüne kavuşmuş.Sevgili patronu Şakir,seni özleyeceğiz(!)











Bu küçük hanfendü Elvan.Kadıköy'de yaşayan İstanbul hanımefendilerindendir.Bir erkek deyişi vardır.Zeki Müren bile öyle telaffuz edemez.Onun ayaklarını çekmemişim ,hay Allah.










Bu mor menekşe Nurkan.Resimde renkler pek güzel çıkmamış ama kızın ayakkabısından tut da ojesinden,farına,bodysine kadar aynı renk.40 yaşına gelmiş hâlâ fiyaka peşinde.













Nesrin abla erken kalktı o gün.Onun ayaklarını yakalayamadım.Onun yerine kız kardeşi Ebru'yu göstersem olur mu acaba?Ebru'cuğumun zarifliğine ne demeli ...''nasıl böyle formda kalabiliyorsun ''diye sormuştum bir zamanlar kendisine.''ben zayıf olmayı seçtim 'demişti.Ne yani şişman olmayı ben mi seçtim.''Tamam ben de zayıf ve uzun olmayı seçiyorum.Bakalım ne olacak şimdi?



















Ah ah bu ayaklar Emine'ciğimin.Flaş patlamış .Ellerinin güzelliği dilimizden düşmez zaten,biraz da ayaklarını konuşalım bakalım.Emine 16 yaşında oğlu varken,şu an 8 yaşında olan kızını dünyaya getirince biraz kilo aldı tabi.Eskiden onu Gülşen Bubikoğlu'na benzetirdik.Çok güzeldi çok.Şimdi de güzel,ona kilo yakışıyor bence.Ama artık Perran Kutman'a benzedin diye takılıyoruz.






























Bu benim aşkım işte.Canan.Ara ara kaçamaklarımız vardır.20 yıl evvel kursu kırar,kaçar gezerdik Kadiköy'de.Kanı çekilmiş gibi donar soğuktan.Yine giymiş kalın kalın çorapları.



















Hanımağa,ayakkabısından belli olur.Çok klastır canım.Bir o kadar da titiz.Çamaşır makinesinin deterjan gözünü düzenli olarak temizleyen başkasını tanımıyorum da..Canan'ın yengesi Kezban.Namı diğer Kezo.Canan'ın karşı dairesinde oturur,o olmazsa Canan çorabını bile bulamaz.Yalan mı?


























Eeee,işte böyle.Bunlar ne ayak demeyin artık.Tam 20 yıldır her ay görüşüyoruz.Bu 20 yılda evlendik,ayrıldık,çocukalarımız oldu,onlar büyüdü,biz yaşlandık ...ama hiç kopmadık.İnşallah ni


ce yıllar böyle sürüp gidecek.iyi günlerde beraber güldüğümüz gibi ,zor günlerde de beraber ağladık.
Bir karar verdik,Allah nasip ederse 25.yılımızda hepimiz ailecek bir eğlence ya da büyük bir yemek ya da Trabzon Derneği'nde horonlu bir kahvaltı.Maksat beraber olmak.

3 yorum:

BENZEGUL dedi ki...

CANIM ARKADAŞIM GÜZEL DOSTUM YILLARIN ESKİTEMEDİĞİ CAN DOSTUM GEME DÖKTÜRMÜŞSÜN YAZDIKLARINA BAYILDIM İYİYKİ VARSIN HAYATIMIZIN EN GÜZEL RENGİSİN BİRTANEM

elmalı kurabiye dedi ki...

Kız Benzegül ,ne güzel şeyler yazmışsın öyle.Havaya soktun beni.

nesrin dedi ki...

Benzegül haklı Nuray, hepinizi tanımak çok güzel sizleri seviyorum şekerler