19 Kasım 2010 Cuma

Kurban'da Ramazan'dan kareler...

Hatırlarsanız Ramazan bayramındaki Cide gezimizle ilgili yazı ve resimleri başka bir zaman eklerim demiştim.Kısmet bu güne imiş.Gökhan ve benim yakın arkadaşlarımız Levent ve Zülfiye ile gitmiştik.Tabi 4 tane haydutla.Ancak uyku anında hareketleri son buluyordu.Koğuş gibi diziliyorlardı.Hallerinden gayet memnunlar.Kendilerini yarınki tempo için şarj ediyorlar.Resmin diğer tarafında şarj olan psp'ler var.

Neler ,neler yaptık.Gittiğimiz mevsimde bahçeler,ağaçlar....incir,ceviz,üzüm,elma,ahududu...daha ne istersen.Bayram olduğu için köylerde yapılan bayram denen yemek hazırlıkları zaten öldürdü bizi.Beni geç,Zülfiye bile mide fesadı geçirdi.

Karting olayına da girdik tabi.Ufaklar yanlarında biriyle bindiler,yoksa bizim gibi koca bebeklerin karting sevdasını nasıl karşılarlardı bilmem.Zülfiye ile fena kapışacaktık ama ben kıyafetim nedeniyle inmek zorunda kaldım,yoksa Zülfiye'yi ağlatırdım oralarda.Şaka tabi...
















Levent tatile çıkarda ,yanına tüfek almaz mı?Ata ata fişek bırakmadık.Tabi doğada atıklarımızı bırakmadık.Hepsini topladık.Laz kızı olarak onikiden vurdum tabi ki.

Kerem'in tüfek tutmasına bakarmısınız? Benim çocuklarım iyiden iyiye her şeyi gitar gibi algılamaya başladılar.


















Oradan Loc vadisi'ne gittik.Geçenlerde gidemediğimiz asma köprüye gittik.Seneye kısmetse sandöviçler hazırlanıp,su kenarında afiyetle yenilecek.












Çocuklar havaya aldırmadan suya atladılar tabi.Hadi burası neyse de Gideros'ta denize bile girdiler ama dondular tabi.Ancak anladılar bu mevsimde girilmez dememize.Aşağıdaki resimler Gideros Koyu'ndan.Denize girme işi biraz sıkınca,balık tutmak istedi büyük oğlanlar.En baba oğlanl
arla baş başa keyif yaptılar.Biz de Zülfiye ile karşı kıyıdan uzaktan uzağa hem onları seyrettik,hem çekirdek çitledik.Kerem bir ara güneş vuran bir yere yatıp,neredeyse uyuyacak kıvama geldi.




















































































































































































































Finalde sırıtan iki adam.Kovaları dolu olunca keyif tam.Akşama gittiğimiz Hasan abi isimli bir akrabamızda ,odun ateşinde kızaran bu balıklar süperdi.Bahçeden gelen karpuzu da unutmayayım.


































































Bundan sonraki resimler,Gideros'tan dönerken tanıştığımız bir ablanın bahçesinden.Ahududular coşmuş.Kayınvalideminkilerde aynen böyle.İstanbul'da da olabiliyor yani.Sevmek lazım.Güneşe dikmek lazım,arada dibini eşeleyip,bakım yapmak lazım.Benim balkonda yine büyüyor bir tanesi,önümüzdeki yaz dayımın yazlığına dikilecek.





































































































































































2 yorum:

NuR dedi ki...

Sevgili Nuray, aileniz, sevdikleriniz ve sevenlerinizle birlikte nice bayramlar diliyorum:)) Güzel fotoğraflar için teşekkürler, havanın serinlemeye başladığı günlerde, denizdeki pırıltılar içimi ısıttı. Neyse, şunun şurasında, yaza ne kaldı ki?.....
Sevgiyle kal

elmalı kurabiye dedi ki...

Güzel yorumunuz için teşekkür ederim sevgili Nur.Resimleri beğenmenize sevindim.Sevgiler..