9 Temmuz 2009 Perşembe

Rize istikametinden giden Topcu Ailesi

Bu iki resim Ayder Yayla'sından.12 saat yol yapan Gökhan bir kaçsaat dinlendikten sonra hemen ilk gün çıktı yaylaya.Tabi çocukları don gömlek götürünce dondular tabi. Bir Rize'li olarak ilk defa çıktım yaylaya,bir Cide'li sayesinde.Adam bayıldı ,hala orayı sayıklıyor.Seneye en az 15 gün gidecekmiş.Yaylada da 2 gece kalacakmış.Beni de götürür herhalde.Adam 13 yıl sonra karı köylü oldu anlayacağınız.Resimlerde fena çıkmadı yani.




Bu ev anneannemin evi.Keşke yaşasaydı da tosunun kapıdaki bu psp pozlarını görseydi.Bizinkiler ,internet ortamından biraz zor çıktıkları için her yerde bu şekilde idiler.





Bu köprü Osmanlı döneminde (18.yy ilk yarısında )halk tarafından yapılmış olan Hala(kale) Köprüsü'dür.Resimde görünmeyen köprüye dönen küçük bir virajlı yoluda var.Çevre,dere,ağaçlar,dere kenarlarındaki yabani çiçekler o kadar güzeldi ki anlatamam. Her an yağan yağmur toz moz bırakmamış bitkilerde ,yeşil öyle parlıyor ki .




Resim sıralamalarını iyi yapamadım.Bu muhlamayı Ayder'de yedik.Süperdi.Bizde yıllardır yaparız ama böyle lezzetlisini yememiştim.Ayrıca tavanın dibini kazıyıp yemeyi de ben kaptım.





Ekmeğin büyüklüğünü görüyorsunuz.AA çok büyük olmuş,çocuk bitiremez dedim.Herhalde yayla havasından bir baktım son lokmayı yiyor.







Muhlamayı bu manzarada yedik.








Bu tür köprülere çokça rastlanır buralarda.Tabi çocukların zıplayarak çığlık atmalarını görmeliydiniz











Bu en sevindikleri sahne oldu bizimkiler için.Evde çok isterlerdi böylee karpuz yemeyi de ,tabi ben izin vermezdim.Ay canım çekti yazıyı yazarken,kalkıp biraz karpuz yiyim bari.











Bu bir çeşmenin başında yazıyordu.Zaten konuşmalar süperdi.Bedirhan kendini hala toparlayamadı.Yırmak akayi(ırmak akıyor),habu nedu da gibi lafları dilinden düşürmüyor.










Adacami köyünde oturan annemin teyzesinin evinin karşısındaki Gürgenliler denen komşularının evi.
Ne kadar temiz bakmışlar evlerine.Geçerken dönüp bakmamak imkansız.














Bu evde annemin teyzesi Emriye Teyze'nin evi.10 odalı.200 yıllık diyorlar.Çocukluğumda Rize'ye gittiğimde çok kalırdım onlarda.Tabi o zaman ev çok kalabalıktı.Bekar ablalar filan.Sabaha kadar gülmekten ölürdük.








Mahalleden bir kare.














Bu bank caminin önünde.Ezan yaklaştıkça köydekiler burada sohbet edip ezanı bekliyorlar.Kerem de daldı gitti bir ara.















Burazı anneannemlerin mallarından bir bölüm.Bu eve maran diyorlar.Köye tepeden bakıyor.Arkasında bir ırmak akıyor.Ne korkunç değil mi?Hasan dayım burada ev yapmak istiyor.İyi güzel de korkunç ya.Yengem Bendegül Ablayı düşünemiyorum.Kendisi ıspanaktan böcek çıkınca mutfağı kilitleyip annesine giden bir kişiliktir de.
















Burası da Şahin Tepesi denilen bir yer.Bizim köyün tam karşısında.Öylesine bir gidelim dedik.Gördüğümüz manzarada ağzımız açık kaldı.Gerçi bir Beşiktaş'lı olarak Şahin Tepesi ismini Kartal tepesi olarak değiştiren bizim ergenoslar biraz tantana ettiler ama bu manzarada yedikleri bu dondurma herşeyi unutturdu .




















Bu arada Gökhan yollara bayıldı.Hemen hemen tüm yollar bu durunda.Tayyip Erdoğan ve Mesut Yılmaz'ın bizim köye çok yakın olmasının bir sebebimidir bilemem.















Burası da Andon Ilıcası denilen yer.Soda gibi bir suyu var.Bir yudum içebildim.Doğası çok güzeldi ama.


















Andon Ilıcası'ndan bir bakış.





















Burası da Andon .BU resimden sonra paçaları sıvayıp suya girdi bizimkiler.Tabi buz gibi suda dondular.



















1 yorum:

tdk dedi ki...

ona karı köylü değil hanım köylü denir. ne kadar kabasınız..