2 Ağustos 2009 Pazar

şunlara bir bakın...

Çocuklarla yürüyüş yaparken gördük bu güzellikleri.Saksıların renkleride çok güzelmiş.

Şile,Ağva'da bir kafenin kapısında idi.İsmini bilmiyorum ama eskiden beri çok beğenirim bu çiçeği.Göztepe S.S.K binasında koridorlarda vardı eskiden,hala duruyorlarmıdır bilmem.Neyse,düşünsenize geniş bir salonda,Büyük beyaz seramik bir saksıda....




Ağva'nın sokaklarında eski bir ev.Ne kadar şirin dimi.





Yine Ağva'da dere tarafında bir apartman.







Ağva Saygın Pansiyon'un bahçesinden bu resim.Bence çok hoş olmuş.






Yine Ağva.









Ağva'da çarşıda br mekan.









Yine Ağva.Öyle güzel evler vardı ki.Ama foto işi biraz istediğim gibi olmadı.Kayınvalidemi bıraktık ,hafta sonu almaya gideceğiz .O zaman inşallah istediğim resimleri çekebilirim.Bu ev çok şirindi,ama şu uydu antenleri olmasa.









Kayınvalidemin sitedinde bir çatı.









Yaz başında seradan aldığım, satıcının kavuiçi dediği ama pembe açan gülüm.













Bu yıldız gibi çiçek Zülfiye'nin kayınvalidesinin.Küçük bir kaba bir kök ayırıp dikmiş.Bana hediye etti.Çok mulu oldum.






















Salon penceremdem bir bölüm.








Bu çiçek Zülfiye'nin eşinin dağdan koparıp getirdiği ''orman gülü''dediği çiçek.Çok arsızmış,bütün bahçeyi sarmış.Bende iki kök dikmiştim ama tutmadı.Bu sene bir daha deneriz.
















Rize'de Ayder Yaylası'nda bir mini otel.Ponpongül ne güzel çıkıyor merdivenden.
















Zülfiye'nin kayyınvalidesinin sardunyaları..



















Kadıköy'e giderken dolmuştan çektim bu resimi.


















Bu balkon Rize'de çarşıda bir balkon.Birde begonvil her yerde yetişmiyor diyorlar.Karadeniz ikliminde bile bu hale gelmiş.O kadar güzel balkonlar vardı ki ama Gökhan Bey biraz duraksamıyor ki.Bu kadarı zor çektim.




















Bu balkonlar da Rize'den .Bütün apartman bu halde idi neredeyse.











































Bu dev ortanca Rize'de annemin teyzesinin bahçesinde.






















Çengelköy'de meşhur Çınaraltı'nda otururken yan binada gördüğüm bir balkon.























Bu bahçe kapısı aslında bir marangoz atölyesinin önüne teşhir için yapılmış.Ne güzel değil mi?Bahçesi olupta gözü takılmayan yoktur herhalde.Balkon kapısı hayali bile kurdum ,abarttım yani.





















Zuhal'in yatak odasından gözüme takılan bir balkon.


























Ne zaman diktiğimi unuttuğum,gördüğümde bayıldığım glayöl çiçeğim.




























Küçücük bir fide,nasıl bu hale geldi .Tomurcuktan geçilmiyor.




























Üsküdar'da Diş doktorumun(Mehmet Akmehmet) penceresinden gördüm bu domates sarmaşığını.Balkondan salkım salkım sarkmış.Yemeyi bırak,görmek yeter.



























Hiç yorum yok: